9285,26%2,81
34,49% 0,10
36,41% 0,19
2956,69% 0,74
4955,48% 0,56
Yrd. Doç. Dr. Oktay Aydın’ın koordinatörlüğünde `Çocuğunuza Neden Sınır Koymalısınız?` başlıklı çalışmada ebeveynlerin çocuklarına sınır koymasının gerekliliğine vurgu yapıldı.
Anabilim Eğitim Kurumları Akademik Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Oktay Aydın’ın koordinatörlüğünde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Birimi tarafından hazırlanan “Çocuğunuza Neden Sınır Koymalısınız?” başlıklı çalışmada ebeveynlerin çocuklarına sınır koymasının gerekliliğine vurgu yapıldı.
İstanbul’da yaklaşık 30 yıllık tecrübesiyle hizmet veren Anabilim Eğitim Kurumları, PDR bültenlerinin yeni sayısında anne ve babalara kaynak teşkil edecek önemli bir konuyu işledi. Anabilim Eğitim Kurumları Akademik Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Oktay Aydın’ın koordinatörlüğünde Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Birimi tarafından hazırlanan ve ebeveynlere hitaben “Çocuklarınıza neden sınır koymalısınız?” başlıklı çalışmada sınır koymanın faydaları, sınırların hangi yaştan itibaren konulması gerektiği, kurallar oluştururken nelere dikkat edilmesi gibi merak edilen konulara açıklık getirildi.
Anne ve babaların çocuklarına “Hayır!” derken çeşitli endişeler yaşadıklarının altını çizen Yrd. Doç. Dr. Oktay Aydın, “Ailelerde çocuğum bana güvenmezse, çocuğumla olan ilişkim zarar görür, çocuğumun psikolojisi bozulur düşüncesi oluşabiliyor.
Özellikle çalışan ebeveynlerin çocuklarına sınır koyması çocuğuyla geçirebileceği zaman kısıtlı olduğu için daha da zor bir hal alabiliyor. Anne-baba, çocuğuyla geçirebileceği zamanın kısıtlı olmasından dolayı sınır koyarak çocuğunun mutsuz olacağı endişesine kapılıyor” tespitinde bulundu.
Sınır koyma konusunda duyulan endişenin doğru olmadığını belirten Aydın, “Çocuklara sınır koymak değil, aksine sınır koymamak endişe verici bir durumdur. Çünkü çocuklar için çevresindeki yetişkinler tarafından sınırların belirlenmesi psikolojik ve gelişimsel bir ihtiyaç. Çocuğa sınır koyulmadığı durumda bu ihtiyaçları karşılanmamış olur” ifadelerini kullandı. Sınır koymanın çocukların sosyal becerilerinin ve kültürel uyumlarının artmasında önemli rol oynadığını kaydeden Aydın,
“Sınırlar konularak büyümüş çocuklar, sosyal hayattaki kurallara uyum sağlamakta zorlanmaz. Çünkü toplumda hangi davranışının kabul gördüğünü, hangi davranışının kabul görmediğini anne babaların koydukları sınırlarla deneyimleyerek öğrenirler. Ayrıca çocuklar, sınır konulduğunda anne babanın sunduğu alternatifler hakkında karar vererek sonucunu kabul eder. Bu deneyim, çocukta sorumluluk duygusunu geliştirir” diye konuştu.
Biçimi daha yalın olsa da bebeklikten itibaren çocuğa sınır koyulması gerekiyor. Küçük çocuklarda sadece konuşmak değil, uygun şekilde davranmak da önem arz ediyor. Aydın, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Bir yaş çocuğuna, elektrik prizine neden bir şey sokmaması gerektiğini anlatmak pek işe yaramayabilir. Çocuğa bunu anlatabilmek için çocuğun elini prizden çekip, gözlerine bakıp uygun ses tonuyla ‘Hayır!’ denmeli, üstelik bu çocuk elektrik prizine her yaklaştığında yapılmalıdır. Üç yaşlarındayken çocuğa sınırların konulması, büyük önem taşır. Bu yaşlarda sınırların belirlenmesi hem çok kolay hem çok zordur. Kolaydır, çünkü bu yaşta anne babalar çocuklarına kayıtsız şartsız güvenirler. Zordur, çünkü ebeveynlerin sınırları belirlerken çocuğun bir takım deneyimleri yaşamasını engellemeden, aşırı tepki göstermeden veya sınırları çok dar tutmadan bunu yapabilmeleri gerekmektedir.”
Kısıtlayıcı, geniş ve tutarsız sınırların çocuklarda öğrenme ve sorumluluk kazanmayı engellediğini; dengeli sınırların sorumluluk duygusunun kazanılmasında pozitif etki yarattığını dile getiren Aydın, sözlerine şöyle devam etti:
“Anne-babanın çocuklarına sınır koyarken belirli konulara dikkat etmesi gerekir. Sınırlar ve kuralların yaş ve gelişim dönemine uygun olması, anne babaların birbirlerinden haberdar ve iyi bir iletişim içerisinde olması, geniş aile bireylerinin konulan sınır ve kuralları sabote etmemesi için gerekli önlemlerin alınması gibi etmenler önem arz ediyor.”