Böğürtlende ?ellagic asit´ bulunduğunu, yapılan araştırmaların bu asidin kanser ve tümör hücrelerinin büyümesini engellediğini ortaya koyduğunu anlatan Prof. Dr. Karadeniz, "Laboratuar ortamlarında yapılan çalışmalarda, kanserin başlangıcını ellagic asidin engellediği görülmüştür. İçeriğinde bol miktarda ellagic asit bulunan böğürtlen, bu nedenle kansere karşı birebir yararlıdır. Kanser ve tümör hücrelerinin büyümesini engellediği araştırmalarla ortaya konulan böğürtlenin kansere karşı tüketilmesi faydalı olacaktır" diye konuştu.
YARAYA MERHEM
Prof. Dr. Karadeniz, böğürtlenin kanser ve tümörlerin yanı sıra vücudun çeşitli yerlerinde meydana gelen şişliklere, ağrılara, yüksek tansiyona, şekere, göğüs ve solunum yolu hastalıklarına da iyi geldiğine işaret ederek, "Böğürtlen yaralara sürülürse yaranın iyileşmesini hızlandırır. Kabızlığa iyi gelir, insanları tok tuttuğu için diyet listesinde yer alır. Böğürtlenin yaprakları kaynatılıp içilirse diş ve diş etlerine, kökleri kaynatılıp içilirse de böbreklerdeki taşların düşmesine yardımcı olur" şeklinde konuştu.
Karadeniz, organik asitler, mineraller ve vitaminler yönünden zengin olan böğürtlenin tüketiminin yaygınlaşmasının üretimin de yaygınlaşmasına yol açacağını kaydederek, özellikle Ordu´da yılda 4 ton böğürtlen üretilmesine, üreticilerin pazar sıkıntısı yaşamamalarına rağmen pek çok insanın böğürtlenin bir şifa kaynağı olduğunu bilmediğini vurguladı.