9367,77%3,72
34,58% 0,33
36,23% 0,01
2987,83% 0,88
4956,37% 0,00
Adı bile gül olan, havasında gül kokan , gül bahçeleriyle bezenmiş Gülbahçe’ydi köyün adı. Orda bir Sevda yaşardı içindekilerden habersiz. Katran kokulu tütün tarlalarından, bembeyaz pamuk ovalarından, o sivri zekasından taşıdı hayallerini, tahta masalara kara tahtalara… Allah vergisiydi zekası doğuştan geliyordu. Bu belliydi en baştan. O yıllarda tanıdı onu ömür boyu yakacak olan ve adını koyamadığı içindeki heyecanı… adı gibi kendide karaydı, ilhamını aldığı birde siyah gamzeleri vardı o gül yüzlü esmer yüzünde…
Ders notlarıyla, yazılı sorularıyla başladı o karmaşık ama güzel heyecanı. Bazen matematik problemi, bazen fizik formülü olurdu, bazen de kimyada ayrıştırırlardı o habersiz duygularını…
Derken siyah bir ayrılık girdi araya, işte o an içlerine düştü kara sevda… oysa daha anlatamadan sevdasını o kara sevda… başka mekanda olmuştu o luiz alberto bakışlı, saçları geriden taralı o yakışıklı aşkı… yıllarca umutla bekledi sevda hiç bıkmadan usanmadan, aşkla işledi kasnağında nakışı, dantelinde duygularını. Satır satır mektuplar sayfalarla, demet demet güllerle çoğaldı içindeki onca sevda… içindeki umudunun biliyordu birgün gerçek olacağını…
Gül kokulu toprak yollarda hep beklerdi, hep özlerdi onun olmasını istediği o tertemiz aşkını;
İkiside biliyordu birgün bu sevda masalının kahramanları olacağını…
Çünkü o SEVDA’ydı;
Çünkü o ERCAN’dı;
Çünkü birgün SEVCAN olacaklardı…