Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Şu an verdiğimiz mücadele kesinlikle yolsuzlukların örtülmesi mücadelesi değil, Türkiye`de demokrasiye operasyon yapmak isteyenlerin, devletin içinden tasfiye edilmesi mücadelesidir" dedi.

Işık, bir dizi programa katılmak üzere geldiği Manisa`da, Manisa Organize Sanayi Bölgesi tarafından düzenlenen Sabah kahvaltısında Manisalı sanayici ve iş adamlarıyla bir araya geldi.

Manisa`nın en başarılı ihracat öyküleri yazmış iller arasında yer aldığını, 300 milyon dolar olan 2002 ihracatını, 400 milyar dolar civarına çıkartmasının umut verici bir gelişme olduğunu kaydeden Işık, ihracatı en hızlı artıran iller arasında yer alan kentin, 2023 hedeflerine katkı sağlayacak önemli iller arasında bulunduğunu vurguladı.

Türkiye`ye gelip yatırım yapmış yabancı sanayiciler için "yabancı şirket" tanımını kullanmadıklarını ifade eden Işık, bu anlayışla hareket ederek yatırımları sonuna kadar desteklediklerini, neticede burada yapılan yatırımlardan Türkiye ve Manisa`nın kazançlı çıktığını dile getirdi.

"Dijital çağda biz de varız"

Bakan Işık, öğrencilere sunulacak tabletlerin alımlarını Kamu İhale Kanunu dışına çıkartıp emekleme döneminde olan Türk şirketlerine destek olmayı amaçladıklarını vurguladı.

İş adamı Nuri Demirağ`ın Türkiye`de 1930`larda uçak ürettiğini, dünyadan da 8 uçak siparişi aldığını ancak Atatürk tarafından sevilse de dönemin iktidarı tarafından desteklenmediğini anlatan Işık, Türkiye`nin 1960`larda kendi otomobilini ürettiğini, 1970`lerde bir markası da olduğunu kaydetti.

Işık, şöyle devam etti:

"Anlayış, aynı anlayış. Bu çağ teknoloji ve dijital çağ. Dijital teknolojide `Gelin, bu treni kaçırmayalım` demiştik. Bu çağda kamunun bu ihtiyacından dolayı Türkiye en az bir marka üretsin. Tablet ve dijital ihale noktasında Kamu İhale Kanunu`nun dışına çıkardık. Manisalı olan bir firmamız da ürünlerini devlete satmakla kalmıyorlar, dünyaya da satış yapıyorlar. Akıllı tahtadaki gelişmeler çok sevindirici. Artık `Dijital çağda biz de varız` diyebiliriz. Üreten her firma bizim firmamız. Sermayesi yabancı olsun, yerli olsun bizim firmamız. Bu noktada çok sevindirici gelişmeler var. Devlet olarak piyasadan biz çok daha uygun fiyata satın alıyoruz. Bütün okullar internetle donatılıyor, bütün okullar akıllı tahta ile donatılıyor. Bunu üreten bir Türk firması. Tabletler ile üretim yapılıyor. 10 milyon 600 bin tabletin tamamını satın alacağız. Dünyaya kendi markamızı tanıştıralım. Her türlü alımda yerli üretimi destekliyoruz."

"Cari açıkta düşüş"

Cari açığın ülke açısından bir risk olduğunu, bazı tedbirleri devreye koyarak cep telefonlarında taksiti kaldırdıklarını, bazı kalemlerde vergi oranlarında yükseltmeler yaptıklarını ifade eden Işık, ocak ayı itibariyle cari açıkta ciddi bir düşüş gerçekleştiğini, geçen yıl ocak ayında 5,8 milyar iken bu yılın ocak ayında 4,8 milyar dolara düştüğünü, Mart, Nisan ayında daha da düşüşler görülebileceğini söyledi.

"11 yıllık bir iktidar, son 3 ayda yolsuzluk yapmaz"

Türkiye`de sanayi üretiminin, ocak ayında bir önceki yıla göre pek çok ülkeyi kıskandıracak gelişim göstererek 21 Avrupa ülkesini geride bıraktığını dile getiren Bakan Işık, Türkiye`nin uğraşmaması gereken gündemlere ne kadar gömülürse gömülsün sanayicinin çalıştığını kaydetti.

Bakan Işık, şöyle konuştu:

"Tüm yaşanan tartışmalara karşı özellikle ihracatımız artıyor. İçerideki otomotiv sektöründeki daralmaya inat otomotiv ihracatında artış var. Hiçbirinizin son yaşanan tartışmalardan dolayı moralinizin bozulmasını istemiyoruz. 30 Mart seçimlerinden sonra ortaya çıkacak sonuç, Türkiye`de bazı heveslilerinin heveslerini kursağında bırakacak, buna inanıyoruz. Türkiye önemli gelişmeleri imza attı. Vatandaşlarımızda da bu istikrarın bozulmaması yönünde. Son yapılan operasyonların, sadece hükümette değil Türkiye`de demokrasiye karşı yapıldığına inanıyoruz.

Eğer bir ülkede yolsuzluk varsa, bu yolsuzluk son 3 ayda ortaya çıkmaz, 11 yıllık bir iktidar son 3 ayda yolsuzluk yapmaz. Son 3 aya kadar her şeyi güllük gülistanlık gösterenler, bir anda memleket yangın yerine dönmüş havasıyla bu millet kandırılamaz. Burada başka niyet aramak gerekir. Daha 6 ay önce `Türkiye`de her şey çok iyi` derken bir anda `Türkiye yolsuzluk batağına battı` demeniz kimseye inandırıcı gelmez. Kim yanlış yaptıysa bedelini ödesin, o noktada tereddüdümüz yok. Türkiye`nin her tarihinde yanlış yapan insanlar olmuştur. Önemli olan bunların gereğini yapan mekanizmaların doğru işlemesidir."

Bir yapının devletin içine sızması, seçime 3 ay kala birden harekete geçmesi, memlekette çok büyük bir yolsuzluk algısı oluşturup hükümet ve demokrasiye operasyon yapmaya kalkması halinde sadece Türkiye`nin değil dünyanın hiçbir devletinin sessiz kalamayacağını ifade eden Işık, şöyle devam etti:

"Arzumuz şu, Türkiye`de hukuk, yargı tam bağımsız, aynı zamanda tarafsız olsun. Hiçbir çetenin, hiçbir yapının içine sızarak operasyon yapabildiği bir kurum olmasın. Bunu sağlayacağız. Göreceksiniz, 30 Mart`tan sonra açıklığın ve şeffaflığın arttırılması noktasında, yolsuzlukların üzerine gidilmesi noktasında önemli adımlar atacak. Ancak şu an verdiğimiz mücadele kesinlikle yolsuzlukların örtülmesi mücadelesi değil, Türkiye`de demokrasiye operasyon yapmak isteyenlerin, devletin içinden tasfiye edilmesi mücadelesidir.

Bu ülke 4-5 bin yıllık geleneği olan bir ülkedir. Bu millet devletin ne olduğunu çok iyi bilir. Kendi yeniçeri ocağını lağvetmiş bir ülkenin evlatları bu tip illegal yapılara müsaade edemez. İnanıyorum ki bu sürecin sonunda Türkiye`de hem demokrasi güçlenecek, hem de Türkiye ekonomisi çok daha güçlü hale gelecek. Bundan dolayı Türkiye`ye güvenin, yatırımlarınızı ertelemeyin, yarın ne olacak demeyin. Bütün yanlışları Türkiye`de milletimiz sandıkta düzeltmiştir. 1960`daki yanlışı bir seçimde düzeltmiştir. 1980`deki yanlışı ilk seçimlerde düzeltmiştir. 2002`deki yanlışı ilk seçimlerde düzeltmiştir. Bugün de kim yanlış yapıyorsa sandıkta bunun karşılığını görecektir. Buna inanıyoruz, Türkiye`nin istikrarını koruyarak büyüyeceğine inanıyoruz. Bu noktada sizlerin gösterdiği ciddi gayretler için teşekkür ediyorum. Organize sanayi bölgeleri, Türkiye örnek sunduğu çok güzel kurumlar haline gelmiştir."

"Ar-Ge personel sayısını 30`a indirme kararını verdik"

Ar-Ge, inovasyon, yüksek teknolojiye dayalı ürünler üretmenin tam zamanı olduğunu anlatan Işık, "Kilogram ihracat fiyatı ortalama 1,58`den 3`ün üzerine çıkarmak durumundayız bunu başardığımızda da 500 milyar dolar ihracatı kolay yakalayacağız" dedi.

Işık, Manisa`da 50`nin üzerinde araştırmacı kadrosu bulunan 7 Ar-Ge merkezi olduğunu öğrendiğini belirterek yine de bunun yeterli olmadığını vurgulayarak şunları söyledi:

"Son düzenleme ile Ar-Ge minimum personel sayısını 50 yerine 30`a indirme kararını verdik. Manisa`dan daha çok Ar-Ge merkezi bekliyoruz. Artık Manisa kendi Ar-Ge`sini yapan ve dünyaya daha nitelikli ürünler satan bir il hale geliyor ama daha hızlı olmasını istiyoruz. Sonuna kadar yanınızdayız. Benim bakanlığım doğrudan destek ve TÜBİTAK, KOSGEB ve bakanlık kanalıyla bu yıl doğrudan destek rakamı 1 milyar 576 milyon lira. Arzumuz bu bütçenin yıl sonu gelmeden bitmesi.

Artık Türkiye`nin geldiği noktada hiçbir bir şirket size teknoloji transferine sıcak bakmaz. Teknolojiyi kendimizi geliştirmek zorundayız. Teknoloji transferi konusunda çok yoğun çalışmalar yapıyoruz. Manisa`nın ve Türkiye`nin bütün üniversiteleri ile çok daha sıkı işbirliği yapmak zorunda. Bir sanayici kendi sorunun çözümünde üniversite ile işbirliğine giderse yüzde 85`ini biz karşılıyoruz. Yeter ki işbirliği yapın. Sorunu çözün, inovasyona yönelik çalışma yapın."