Feyzioğlu: Toplumdaki gerginliği son erdirin
GÜNDEM - Türkiye Barolar Birliği ev sahipliğinde gerçekleşen baro başkanları toplantısında, toplumdaki kutuplaşma ve hukuksuzluğun yarattığı tehlikeye karşı uyarılarda bulunuldu. Cumhurbaşkanı, siyasi iktidar ve yetkililer hukuk kurallarına uymaya ve gerginliği sona erdirmeye davet edildi.
Toplantının açılışında Birlik Başkanı Metin Feyzioğlu tarafından yapılan konuşmada, OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler başta olmak üzere, avukat-müvekkil haklarına getirilen kısıtlamalar ve son dönemde toplumda gerginlik yaratan konulara dikkat çekildi. Feyzioğlu, Baro başkanları tarafından uzun süre alkışlanan konuşmasında Atatürk´ün ?Umutsuz durum yoktur, umutsuz insan vardır? sözlerine atıfta bulunarak, ?Türkiye´de avukatlar dik durmaya ve umudu yaşatmaya devam edecektir? mesajı verdi.
ARTIK YANILMA ŞANSIMIZ YOK
OHAL KHK´ları ile tüm devlet teşkilatının, kapalı kapılar ardında yeni baştan şekillendirildiği uyarısında bulunan Feyzioğlu, "Türkiye´nin, ´kandırıldım, aldandım, yanıldım´ gibi ifadelerle dile getirilen hayati hatalara ve zaaflara artık tahammülü yoktur" dedi.
HER ZAMAN DİK DURDUK
Baroların 15 Temmuz sürecine gelene kadar çok haklı uyarılar yaptığını, darbe girişimi üzerine ise ülkenin birliğinden ve darbelere karşı demokrasiden yana tavır aldıklarını hatırlatan Feyzioğlu, ? Bu duruşumuz, yetkili makamların düşüncelerimizi dikkate almasını zorunlu kılmaktadır? dedi.
TERÖR ÖRGÜTLERİ ZEMİN KAZANIR
Feyzioğlu, Milli Mücadele boyunca bile açık kalmayı başarmış ve ortak akıl üretmeyi başarmış Türkiye Büyük Millet Meclisi´nin KHK´lar ile yok sayıldığını söyledi. Feyzioğlu şöyle devam etti:
?OHAL, darbe ile mücadele amacından saptırılarak olağan bir yönetim tarzına dönüştürülmüştür. Ülkeye fiilen kuvvetler birliği getirilmiştir. Yargının üzerine taraflı ve bağımlı hareket ettiği algısı yapışmıştır. Milletvekillerine, belediye başkanlarına, yargı mensuplarına, gazetecilere, akademisyenlere ve avukatlara yönelik tutuklamalar, terör örgütlerinin zemin kazanmasına ve propaganda alanını genişletmesine neden olmaktadır. OHAL KHK´ları savunma hakkını ve avukatlık kurumunu doğrudan hedef almış durumdadır. Aslında gerçek hedef, vatandaşların avukatlar tarafından savunulan temel hak ve hürriyetleridir. Adil yargılanma hakkı içinde yer alan hemen her hak yok sayılmaktadır.?
İDAM GELİRSE AİHM´E BAŞVURU YOLU KAPANIR
İdam cezası tartışmalarına da değinen Feyzioğlu, ?Yeniden getirilmesi, Türkiye´nin Avrupa Konseyi´nden çıkarılması sonucunu doğuracaktır. Türkiye´nin Avrupa Konseyi´nden çıkartılması, Tanzimat´tan bugüne kadar yürüdüğümüz yolun radikal şekilde değiştirilmesi demektir. Bu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´nin tarafı olmaktan çıkmamız anlamına gelmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´nden çıkmamız ise, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının temel hak ve hürriyetlerinin toptan güvencesiz hale getirilmesi ve elimizden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´ne bireysel başvuru hakkımızın alınması demektir?