ALS hastaları sosyalleşmeli
Bugüne kadar yapılan ve devam eden çalışmalara rağmen kesin tedavisi bulanamayan ALS hastalığında, hastalar yakından takip edilip hastalığın ilerlemesini yavaşlatılarak, yaşam kalitesi arttırılabiliyor. 21 Haziran ALS Farkındalık Günü nedeniyle açıklama yapan Medicana International İzmir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Yaprak Alper, “ALS hastaları ne kadar yakından takip edilir ve çevreyle iletişimleri ne kadar artarsa yaşam kaliteleri o kadar artar” dedi.
Kamuoyunda “Stephen Hawking’in hastalığı” olarak bilinen, beyin, beyin sapı ve omurilikte yer alan, kasları kontrol eden motor sinir hücrelerinin (nöron) geri dönüşümsüz kaybına yol açan ilerleyici bir hastalık olan Amiyotrofik Lateral Skleroz (ALS) hastalığın yüzde 5- 10’unda genetik geçiş söz konusu iken, geri kalan hastalarda kesin nedeni bilinmiyor ancak genetik ve çevresel faktörlerden şüpheleniliyor. 8 bine yakın ALS hastası olduğu tahmin edilen ülkemizde, her yıl yeni tanı alan hasta sayısının ise bin 500 ila 3 bin arasında değiştiği düşünülüyor.
Erkeklerde daha sık görülüyor
Nöroloji Uzmanı Dr. Yaprak Alper, ortalama 50-65 yaş arasında belirtiler vermeye başlayan
ALS’nin erkeklerde daha sık görüldüğünü belirterek, belirtiler hakkında şu bilgileri verdi: “Başlangıç belirtileri hastadan hastaya değişir. İlk belirti kuvvetsizliktir. Sık görülen belirtiler vücudun farklı bölgelerinde kas seyirmeleri ve kramplar, yürüme güçlüğü ve düşmeler, günlük yaşam aktivitelerinde zorlanma, ince el becerilerinde ilerleyici etkilenmeye bağlı çatal- bıçak kullanmada, yazı yazmada ve merdiven çıkmada zorlanma şeklindedir. Hastalığın ileri evrelerinde konuşma, yutma ve çiğneme güçlüğü, beslenmede zorlanma, nefes darlığı, hava açlığı görülebilir. Etkilenen kaslarda güçsüzlüğün yanına zamanla kas erimesi eklenir.”
“Hastalar sosyal açıdan izole olmamalı”
ALS’li her hastanın kendine özgü olup farklı seyir gösterdiğini söyleyen Alper, “ALS, bazı hastalarda hızlı ilerlerken, ünlü yazar Stephen Hawking gibi ALS teşhisi aldıktan sonra üretken 55 yıl geçiren gibi yavaş seyirli olgular da vardır. Hastaların sosyal açıdan izole olmaması, çevreyle iletişim kurması, mümkün olduğunca fiziksel egzersiz yapması çok faydalıdır. Ayrıca hastalar ve yakınlarının maddi ve manevi olarak suistimal edilmemeleri için merak ettikleri konularda doktorlarına danışmaları tavsiye edilir” diyerek sözlerini noktaladı.