9285,26%2,81
34,49% 0,10
36,41% 0,19
2956,69% 0,74
4955,48% 0,56
İSTANBUL (AA) - Cargill’in 1000 Çiftçi 1000 Bereket programı kapsamında yapılan araştırmaya göre; çiftçilik aile işi olsa da toplumsal cinsiyet ilişkileri kadını ev içi rollerle tanımlamaya devam ediyor.
Cargill'den yapılan açıklamaya göre, dünyada tarımsal iş gücünün yüzde 43'ünü kadınlar oluşturuyor.
Gıda üretiminin yarıdan fazlasında emeği bulunan kadınların Türkiye’de de tarımsal üretimin ve kırsal hayatın sürekliliğinin sağlanmasında rolü büyük görünüyor. Kadın ve erkeklerin neredeyse eşit sayıda istihdam edildiği tek sektör olan tarımda istihdam edilen toplam kişi sayısı 4 milyon 948 bin kişi. Bunun yüzde 41’i yani 2 milyon 47 bini kadın.
Ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadın oranı yüzde 79,36 iken ücretli veya yevmiyeli olarak çalışan kadın oranı yüzde 11,10. Çiftçi ailelerde günde 16-17 saat çalışan kadınlar evin tüm idaresini, çocukların ve yaşlıların bakımını yapıyor, ev halkı dışında işçilerin de yemeklerini hazırlıyor. Bunun yanı sıra yazlık, kışlık, kurutmalık, konserve ürünlerin yapımında küçük imalathane gibi çalışıyor.
Her yıl 15 Ekim’de kutlanan Dünya Kadın Çiftçiler Günü, kadınların kırsal ekonomideki hayati rolüne dikkati çekmek için 16 Ekim Dünya Gıda Günü’nden bir gün önce ilan edilmesiyle de önem taşıyor. 1000 Çiftçi 1000 Bereket Programı ile çiftçilerin verimini ve refahını artırmak, tarımda sosyal ve dijital dönüşümü desteklemek, sürdürülebilir tarım uygulamalarıyla doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunmak amacıyla çiftçilerin yanında olmaya devam eden Cargill bu güne özel bir araştırma paylaştı.
Program kapsamında KONDA ile geçen yıl gerçekleştirilen “Çiftçinin Zihin Haritası” araştırması, bu yıl tarım ve kadın konularına doğru genişletildi. Tarımsal süreçte kadınların nasıl bir rol üstlendiğinin ele alındığı araştırma kapsamında, 1000 Çiftçi 1000 Bereket programına katılan 34’ü erkek, 10’u kadın toplam 44 kişiyle telefonla ve çevrim içi ortamda görüşüldü.
Sonuçlar, Türkiye’de tarımın cinsiyet ayrımcılığının da en çok hissedildiği alan olduğunu, kadının tarımdaki rolünün yeterince öne çıkmadığını, ataerkil sosyokültürel yapı nedeniyle, tarımsal üretimde özneden ziyade süreçteki takviye kuvvet gibi görüldüklerini ortaya koyuyor.
10-15 yıl öncesine kadar tarlada daha aktif olan kadınlar, insan gücüne duyulan ihtiyacın azalması ve ekim sahalarının büyümesine bağlı olarak tarlalardaki etkinliğini yitirdi. “Teknoloji geldi, tarlalarda kadının yapacağı bir şey kalmadı” diyenlerin sayısı arttı. Tarımın aile içi geçimlik bir faaliyetten para kazandıran ticari bir işe dönüşmesi sürecinde de tarlada kadının etkinliği azaldı.
Çiftçilik aile işi sayılsa da toplumsal cinsiyet ilişkileri kadını ev içi rollerle tanımlamaya devam ediyor. Kadın-erkek eşit görülse de tarım erkeklerin işi olarak tanımlanıyor. Kadın takviye kuvvet gibi görülüyor. Kadınların sezgisini önemseyen erkekler, geri planda eşlerinin fikrini almaya ihtiyaç duyuyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Cargill Gıda Türkiye, Orta Doğu, Afrika ve Hindistan Kurumsal İlişkilerden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Arzu Örsel, kadınların tarımda sürdürülebilirliği sağlamada da önemli rol üstlendiğini kaydetti.
Örsel, kadınların fırsat verildiğinde her alanda üretmeye devam ettiğini belirterek, Cargill olarak 1000 Çiftçi 1000 Bereket programı ile her zaman kadın çiftçilerin yanında olduklarını vurguladı.
Örsel, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Çiftçi ailesinde toplumsal cinsiyet ilişkileri kadını ev içi rollerle tanımlamaya devam etse de kadınlar tarımın görünmeyen gücü. Tarım geleceğimiz için ne kadar önemli ise kadın çiftçiler de bir o kadar önemli. Toprağın asıl sahibi kadınlar, üretimin arka planındaki lojistiği de, mahsulün konserve, salça, yoğurt gibi katma değerli ve sürdürülebilir ürünlere dönüşmesini sağlayan da yine kadınlar.
Sosyokültürel nedenlerden daha az ön plana çıkıyorlar belki ama bu işlere girdikten sonra erkeğe göre daha başarılılar. Tarımda kadınların güçlendirilmesi ülkemiz ekonomisine de büyük katkı sağlayacaktır. Tüm kadın çiftçilerin Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü kutluyoruz.”