SARUHANLI - Yardımcısı Feti Yıldız, TBMM'deki bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, "FETÖ'yle mücadelede iki eksik var. Biri, FETÖ'cü hâkimlerin verdiği kararlar yeniden gözden geçirilmeli. İkincisi de polis, bekçi çaycı, çorbacıda olan FETÖ'cüler hakkında soruşturma açılmış, takip yapılmış ancak ne hikmetse FETÖ'cü bir siyasetçi hakkında soruşturma yapılmamış. Elbette her kuruma sirayet eden bu hainler siyasette de vardır, behemehâl temizlenmelidir." dedi. Yıldız'ın bu sözleri, MHP'nin ittifak ortağı AKP'ye karşı bir çıkışı olarak yorumlandı. Bu minvalde yapılan yorumlar elbette haklı, zira FETÖ'ye altın dönemini yaşatan, FETÖ ile adeta bir koalisyon halinde ülkeyi yöneten AKP'den başkası değildi. Burada asıl yorumlanması gereken, MHP'nin yetkili isimlerinden birinin aracılığıyla AKP'ye FETÖ'nün siyasi ayağını neden hatırlattığıdır. FETÖ'nün gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe girişiminin ardından beka sorununu gerekçe göstererek AKP ile ittifak kuran, muhalefet partilerinin FETÖ'nün siyasi ayağı araştırılsın önergelerine AKP ile birlikte ret oyu veren MHP değil mi? Kaldı ki, bugüne kadar MHP adına FETÖ'nün siyasi ayağı hatırlatmasını zaman zaman da olsa sadece Devlet Bahçeli yapıyordu. Ancak ilk kez Bahçeli'nin bir kurmayı yaptı. Hem de TBMM kürsüsünde... Elbette ki MHP'li Yıldız'ın AKP'ye karşı FETÖ çıkışını Bahçeli'den habersiz yapması mümkün değil. İktidar partisine bir mesaj verildiği çok açık. MHP'nin iktidara, "FETÖ'nün siyasi ayağını artık ortaya çıkar. Sabrım taşıyor" mesajı sanılmasın sakın. ABD'nin yıllardır sözde Ermeni soykırımını tanımayı Türkiye'ye karşı bir koz olarak elinde tutması gibi, MHP de aynı taktikle bir uyarıda bulundu ittifak ortağı AKP'ye.MHP'yi AKP'ye uyarıda bulunmak zorunda bırakan mesele ise, AKP içerisinden doğacak yeni partilerle ilgili. Malum, AKP yerel seçimlerin ardından bir kaos sürecine girdi. Oy kaybının sürmesinin yanında, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın yeni parti hareketleri, AKP'yi bölünme noktasına taşıdı.Saray ve parti yönetiminin çöküşe çare aradığını, basında yer alan haberlerden okuyoruz. AKP'nin ağır topları, Davutoğlu ve Babacan cephesi ile parti kurmamaları için ikna görüşmeleri yaparken, diğer taraftan AKP içerisinde de ittifaka bir üçüncü partinin dahil edilmesinin hesapları yapılıyor. Yerel seçimlerde aldığı sonucun travmasını halen atlatamayan iktidar partisi öyle bir halde ki, mevcut partilerin dışında, kurulacak yeni partilerden birini ittifaka dahil edebilmenin formülü üzerinde dahi çalışıyor. İşte tam da bu aşamada, MHP'nin FETÖ'nün siyasi ayağı çıkışı geldi. MHP kaynakları, bu çıkışın, iktidar partisinin üçüncü ittifak ortağı aramasına yönelik bir hamle olduğu ve Devlet Bahçeli'nin AKP'nin sadece MHP'ye mecbur kalmasını istediği şeklinde yorumluyor. Yani MHP, FETÖ'nin siyasi ayağının araştırılması ve ortaya çıkarılması meselesini AKP'ye karşı Demokles'in Kılıcı gibi kullanıyor. Herkes gibi MHP de çok iyi biliyor ki, siyasi ayağın gerçek anlamda üzerine gidilmesi halinde AKP bundan büyük bir zarar görecek. O yüzden MHP'nin bu mevzuyu AKP ile ortaklığını ayakta tutmak için kullanması, doğru bir hamle olarak değerlendirilebilir. Ancak bu ittifak, "Millî beka ve huzurun temini" için kurulmamış mıydı? Millî bekaya karşılık ittifakın bekasının tercih edilmesi değil mi bu? Buradan MHP yönetimine bir tavsiyede bulunayım; bence ittifak ortağınıza karşı FETÖ'nün siyasi ayağını koz olarak kullanmayın. Çünkü siyasi ayak ortaya çıkarılsaydı, Türkiye başkanlık sistemine geçemez, geçse de Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilemezdi. Onun için, AKP'yi terbiye edeyim derken, tek adam rejimini toplumun hiç olmadığı kadar sorguladığı bir hale getirebilirsiniz, ona göre...