KÜLTÜR - 2016 Man Booker Uluslararası Edebiyat Ödülü´ne aday Kayıp Kızın Hikâyesi raflardaki yerini aldı.
Son yılların en önemli edebiyat olaylarından biri olarak nitelenen, tüm dünyada milyonlarca okurun tutkuyla takip ettiği ?Napoli Romanları?nın son cildi Kayıp Kızın Hikâyesi, nihayet kitapçılarda! Toplamda iki bin sayfayı bulan dört ciltlik?Napoli Romanları? çocukluk döneminde Napoli´nin fakir bir mahallesindebaşlayan ve bir ömür boyu süren kadın arkadaşlığı temasını ele alıyor. Fonda ?50´lerden günümüze kadar uzanan süreçte kadın özgürleşmesi hareketi başta olmak üzere belli başlı tarihi ve siyasi gelişmeleri de ustalıkla aktaran ?Napoli Romanları?, kimi eleştirmenlerce son yıllarda yazılmış en güzel epik roman olarak nitelenirken, diziyi bütün olarak mükemmel bir bildungsroman, yani ?büyüme?,?olgunlaşma romanı? örneği olarak görenler de var. Dördüncü cilt Kayıp Kızın Hikâyesi, unutulmaz başkarakterleri Lenu ile Lila´nın olgunluk ve yaşlılık dönemini anlatıyor.
Dört ciltlik?Napoli Romanları?, özellikle günümüzün metropollerinden yaşayan, çalışmak, bağımsızlığını kazanmak, tutkularına sahip çıkmak ve yaratmak isteyen, ancak anneliğin getirdiği sorumluluklar ve toplumdaki kadın rolünün yarattığı baskılar nedeniyle derin çelişkiler yaşayan kadınları anlatıyor. Tüm bunları geniş ve ayrıntılı bir tarihsel zeminde ele alan roman dizisi,özellikle de eşine az rastlanır bir gerçeklikle yansıttığı bir erkek egemen kültür eleştirisi üzerinde kurgulanmasıyla dikkatleri çekiyor.
Başkarakterleri Lila ve Lenu´nun çocukluk ve gençlik dönemini anlatan birinci cildi Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım´la birden bire hatırı sayılır bir okur kitlesi edinen?Napoli Romanları?, ikinci cilt Yeni Soyadının Hikâyesi´nde, duyarlı ve yaratıcı kadın karakterlerinin yetişkinlik sürecini, üçüncü cilt Terk Edenler ve Kalanlar´da ise, sancılı evliliklerini; çalışan ve üreten eşler olarakyaşadıkları keskin bölünmeleri ele alıyordu. ?Napoli Romanları?nın dördüncü cilt Kayıp Kızın Hikâyesi, başkarakterleri Lenu ve Lila´nın öyküsünü bugüne getirerek olgunluk ve yaşlılık dönemini anlatıyor. Sürprizlerle dolu olay örgüsü ve çarpıcı anlatımıyla, doksanlardan başlayıp günümüze kadar gelen zaman aralığında, onların annelik, yazarlık, hatta aktivistlik gibi uğraşlarda başlarına gelenleri ve her şeye karşın kendilerini var etme mücadelelerini gözler önüne seriyor.
Yazarı müstear isimli Elena Ferrante´nin ısrarla gerçek kimliğini gizlemesi ve dizi filme uyarlanmasıyla da gündemden düşmeyen ?Napoli Romanları? son cilt Kayıp Kızın Hikâyesi´yle bir başka açıdan dikkatleri üzerine çekti: New York Times ve People başta olmak üzere birçok mecra tarafından ?Yılın En iyileri? lisesinde yer alan,Times´ın?Yılın Bir Numaralı Kitabı? olarak nitelendirdiği Kayıp Kızın Hikâyesi, dört ciltlik bir roman dizisinin son kitabı olmasına rağmen, Nobel Ödüllü Orhan Pamuk ve KenzaburoOe gibi yazarlarla birlikte, prestijli 2016 Man Booker Uluslararası Edebiyat Ödülü´ne aday gösterildi. Ödülün sahibi 2016 Mayısında açıklanacak.