Muammer Kökcüoğlu


Toplumda suçlu yargılama alışkanlığımız?

Toplumda suçlu yargılama alışkanlığımız?


Toplum olarak, basında üçüncü sayfa haberlerine merakımız sınırsızdır.

Neren anladığımı soracaksınız.

Hemen cevap vereyim. Gazetemizin internet sitesinde cinayet, trafik kazası ve benzeri haberler dakikalar içerisinde okunma oranı yüz ? bin ? on binleri buluyor. 

Hele cinayete kadın bulaştı ise seyredin manzarayı.

İki kişinin bir araya geldiği, Birkaç kişinin bulunduğu mekânlarda ya da dedikodunun en yaygın olduğu kahvehanelerde fısıltılar kulaklarda uğultu bırakırken, halkın göz bebeğinde heyecan kıvılcımları kaynaşır. Çünkü insanoğlunun iskeleti çamurla, kanı merakla yoğrulmuştu. Maznunun kadın oluşu, halkın heyecanını bir kat daha artırır? 

Fısıltılar iyice yoğunlaşır?

Duyanlar, duymayanların dikkatini aynı noktaya çekebilmenin telâşı içinde:

-    Hişt hişt, baksana?

-    Duydun mu??

-    Çok felaket?

-    Daha kötü?

-    Kadın adamı vurmuş? 

-    Tüh be, nasıl kıydı? 

-    Kral gibi adamdı?

-    Çekirge bir sıçrar, iki sıçrar?

Bir tanesi muhabbeti genişletmek için, ortaya bir soru atar:

-    Parası için mi vurmuş...

-    Yok canım, karısıymış?

Bir başkası düzeltir: 

-    Karısı değil, metresi?

-    İdam etseler sürtüğü...

Yanındaki: 

-    Çocuklarının ahını aldı? 

Söze diğerleri karışır: 

-    Kırdığı ceviz kırkı geçti? 

-    Alma mazlumun ahını?

Dedikodunun dozu arttıkça içten bir kaynaşma sürer gider. Hani, iki odunu birbirine sürtünce harareti artar ya, işte öyle?

Sevgili okurlarım, toplum olarak maalesef böyle bir yapıya sahibiz. Bilmiyorum yanlış mıyım?