Ahmet AKGÖNÜLLÜ


ORADA BİR KÖY VAR ADI CUMHURİYET

ORADA BİR KÖY VAR ADI CUMHURİYET


Bir kasım ayıydı, Erken düşer karlar o diyarlara. Serttir kışı, merttir adamı derler.
Minibüse bindiğimde birkaç kişi vardı, hareket ettik. Kısa bir yolculuktan sonra minibüs köye giriyordu. Anlatılanlar doğruydu, yakın bir köy.
Şöför seslendi
Düş düş!!!
Tabi bende şaşkınlık. Meğer Düş demekle çabuk in, atla anlamında diyormuş. Düşmedim tabi indim minibüsten önünde koyun camisi, hemen bitişiğinde ilkokul, arkasında ise Ortaokul. O dönemler okullar ayrıydı. Dile kolay 1983 kasım ayıydı. Okula gidişim ve daha ilk gün. Genç bir öğretmen ve idareci olarak atanmıştım. Şirin bir köy, küçük bir okul ve bir kaç öğretmen. Haaa !!! Bir de kâtip... Ilk göze batan Ilker hoca, Cengiz, Salim, vee Turgut hoca.... Ilk varış, başlayız ile kafamdaki endişeler de dağılmıştı. Daha sonra Nevzat hoca aramıza gelmişti. Bu arada Şırnak lı Kerevan hocayı anmadan geçmemek gerek.
Dikkat çeken önemli bir ayrıntı öğrencilerdeydi. Daha önce görev yaptığım Digor da kız çocuklarının azlığının aksine burada kız öğrencilerin erkek öğrencilerden bile daha fazla olmasıydı. Bu şirin köyün tamamı Kafkas göçmenlerinden oluşması ve tamamının soyadının "S" ile başlamasıydı.
Köy yakın olmasına rağmen sert geçen kış ayları ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak pek mümkün değildi. Bir iki bakkal, manyotali telefonların kullanıldığı dönem ve postane vardı. Öğle yemekleri sıkıntılı olması gerekirken öğretmenler kolayını bulmuş öğrencileri evlerine göndererek çözüm bulmuştu. Bizde de bunu en güzel icra eden Turgut bey vardı. Hemen her öğrenciyi bilir, evlerine gönderir yöresel adıyla "HENGEL" denilen manti yaptirirdık. Gerçekten kime giderseniz gidin geri cevrilmeyeceginiz bir köy olmasıyla bunu yaşayan bir öğretmenim. Zor şartlarda görev yapan öğretmenler o köye düşmüş ise çok şanslıydı. Küçük olması, bizim işlerimizi de kolaylaştırıyordu.Hemen bütün öğrencileri ailelerine kadar tanıyabiliyorduk. Bu eğitimde önemliydi. Köyde uzun denilecek süre görev yapmanın şansını yakalamış öğretmenlerden biriyim. Suç oranının adeta sıfır diyebileceğimiz bir köy gerçekten örnek olmalıydı. Işte bu sebepten adı CUMHURİYET KÖYÜ olmuştu. Daha önce KAMASOR, sonr YOLAÇAN, isimleri kullanılmış. Şirin, çalışkan ve nüktedan insanların yaşadığı güzel bir köy.
Yıllarca çalıştığımız, güzel yıllarımızın geçtiği köyden ayrıldıktan sonra da irtibat kopmadı. Yaklaşık altı yıl önce öğrencim Tarkan Samancı ile buluşmamız tekrar o eski günlere döndürdü. Daha önce başka öğrencilerle sosyal medya üzerinden haberleşme olmasına rağmen yüz yüze ilk Tarkan ile olacaktı. Sonra kardeşi Sinan Samancı ile .... Tabi bunların yanında Hammet abiyi unutmamak gerekir. Şairliği ve aykırı kişiliği ile bilinen Tarkan, Sinan ve Sibel in babaları Hammet abi. Gerçekten şair. ..
2019 yılı kasım ayıydı. Ayfer Sabukazan tarafından Istanbul da Cumhuriyet köyü Kaz gecesine davet edildim. Çok geçmeden 
Sinan Samancı ; "Hocam hazır ol, Istanbul a gidiyoruz " demesiyle bende bir heyecan ki anlatılmaz.
Ve nihayet gün geldi hazırlık başladı. Beraber yola çıkacağız. Babası Hammet abi de şiirler yazarak geceye hazırlanmış. Maalesef bir gece önce Hammet abinin geçirdiği küçük bir kaza ile ayak parmağını kırması sonucu beraber yola çıkamadık. Ama niyet belliydi, rota belliydi. Öğrencilerim geleceğimi duymuş, arayıp soruyorlardı. Yola cikmistim, 
Ayfer Kendim Sabukazan öğrencim adeta adım adım gelişimi bekliyordu. Istanbul a girerken Ayfer ogrencimin yönlendirmesiyle Gülsüm Salduz öğrencim ile babası beni Otogardan alması ve doğru gecenin yapılacağı yere hareketimiz. Bende heyecan katlanarak artıyordu. Salona ulaştık, bizi daha güzel bir sürpriz de bekliyordu. Öğretmen arkadaşım R.Salim Yılmaz da Giresun dan gelmişti. Mutluluk her dakika katlanıyordu. Ayfer öğrencim bizi bekliyor, duyan diğer öğrenciler de geliyordu. Doğrusu tanımak mümkün olmuyordu. 12, 13 yaşlarında bıraktığımız çocuklarımız, birer anne, baba hatta dede ve anneanne olmuşlardı. Doğrusu bizim için de mutluluk vericiydi. Çocuk olarak biraktiklarimiz ile karşılaşıyoruz, bizleri çocukları ile karşılıyorlar.
Çocuk olarak bıraktığımız Menderes i hala bayrak direğine tırmanan çocuk olarak hatırlamak, başka bir sevinç.
Gülsüm Salduz, 
Mahperi SamburŞengül Samaraz SanguResmigül KaramanKazim Salduz, ve Tabi Tarkan Samancı bizi orada bekleyenleri. Ismini zikredemediklerim beni bağışlasın lütfen
Bir güzel geceydi. 35 yıl önceye gitmek dile kolay yani. Doğrusu öğretmen olmanın gururunu tekrar yaşadık. Öğrencilerimiz ile gurur duyduk. Gece sonu gelmişti. Sevinç yanında yorgunluk da vardı elbet. Ama her şeye değerdi. 
Nevzat Serin öğretmen ile de kısa da olsa Telefon da görüşebilmiştik. Yanı bir geceye yılları sığdırdık. Nasıl döneceğimi düşünürken Ayfer öğrencimin misafiri olmak, sabahında ise "HENGEL" i yemeden gidilemeyecegini anladım. Hengel i de bir güzel yedikten sonra yolculuk başlayacaktı. Ve öyle oldu.
Bir defa daha gurur duyarak söylemeliyim ki iyi ki öğretmen olmuşum. Iyi ki CUMHURİYET KÖYÜ nde öğretmenlik yapmışım. Ne mutlu ki ismini tek tek zikredemeyeceğim öğrencilerim var.
Söz verdik, gelecek yıl yine buluşmak için....
Inşallah nasip.olursa diyelim.
Cumhuriyet köyü benim köyüm.
Her öğretmene nasip olmaz bir mutluluk .
Cumhuriyet köyü ne
Ve bütün Öğrencilerime sevgiler....