Ayşe GERENTEPE


"Engellilere Özel Günlerin Kutlanması mı" ? Dediniz!..

"Engellilere Özel Günlerin Kutlanması mı" ? Dediniz!..


"Engellilere Özel Günlerin Kutlanması mı" ? Dediniz!..

3 Aralık Dünya Engelliler Günü ve 10-16 Mayıs Engelliler Haftasında engellileri ‘kutlamak' da ne demek? Bence kutlanacak bir hayat yaşamıyoruz!

Artı bu kutlamalara katılamıyoruz ve birileri diyor ki; engelliler gününüz ya da haftanız kutlu olsun.”

Bizler bu günlerde bile etkinliklere katılmak için engelleri aşamıyorsak yani bize bu sayılı günlerde engelsiz hizmet verilemiyorsa ve kısmi olarak haftanın bir günü rica ederek katılmak istediğimizi çekinerek söyleyip katılıyorsak televizyon ekranlarından, sosyal medyadan ya da birebir aynı salonda karşımıza geçip bizi kutlamanın anlamı ne olabilir?

Bence bu durum kutlama mesajlarıyla oyalandığımızın çok açık kanıtıdır.

Yılın 8 günü yaşadığı varsayılan ve ya kabul gören bizler engelli denen kişiler oluyoruz. Bu günleri yeni yaşadık ve bizler için geçmiş zaman diliminde kalan günler oldu.

Kutlamanın kelime anlamıyla satırlarıma devam etmek istiyorum.

Sevinç, mutluluk veya başarı gibi nedenlerden duygu ve düşüncelerin yazılı ve sözlü olarak ifade etmek,  mutlu bir olaya sevinildiğini söz, yazı veya armağanla anlatmak, tebrik etmek ve önemli bir olayın gerçekleşmesinin yıl dönümünü dolayısı ile tören yapmaktır.

Bizlere hak arama, sorunlarımız dile getirme fırsatı olarak verilen günlerin kutlamayla gerçek anlamından uzaklaştırılmaktadır.  Çünkü bizlere engelleri aşmayı başardığımızın, hayatımızda her şeyin yolunda gittiğinin sanal havasını yaratarak bizleri etkilemektedirler. Bu kutlamaların nedeni budur bence her yıl aynı gün ve haftalarda bizlere bu duyguyu yaşatarak kendimizi önemli olduğumuzu hissetmemizi sağlayıp oyalamaktadırlar. Oysa eşit hizmet odaklı hareket edip bir an önce herkes gibi bizlere de engelsiz yaşam alanları oluşturulmalıdır. Engelsiz yaşam alanının kapsamı yaşadığımız her alan başta evimiz, sokağımız, mahallemiz, ilçemiz, ilimiz, hayatımızın olmazsa olmazlarından olan eğitim ve sağlık kurumlarımızın ve gidip görmek isteyebileceğimiz her yeri kapsamalıdır. Tabi çevremizde az da olsa bizler için düzenlemeler oluyor ama yeterli değil yani kutlama gerektirecek bir gelişme değil bu yapılanlar.

-TÜRKİYE'DE ENGELLİ OLMAKLA DÜNYA'DA ENGELLİ OLMAK FARKLI-

Başka bir örnekle daha konuya açıklık getirmek istiyorum.

Türkiye de ve dünyada engelli olmak arasındaki farklarda bu günlerin kutlanacak gün olmadığının kanıtıdır. Dünyada doğduktan sonra koruma altına alınıyorlar. Amerika, Kanada, İsveç ve İrlanda gibi pek çok ülkede engelli bireyler doğumlarından itibaren ulusal veri tabanlarında kayıt altına alınmakta ve bu veri tabanı ilgili tüm kurumlar tarafından koordinasyonlu biçimde kullanılıyor. Böylece engelli birey hayatı boyunca sağlık, eğitim ve mesleki gelişimi açısından izlenmekte ve gerekli destek kendisi daha talep etmeden her aşamada veriliyor. Türkiye nüfusunun yüzde 12`si engellidir. Bu da 8,5 milyon engellinin olduğu anlamına geliyor. Ülkemizde ise engelli bireylerin sayısı resmi kayıtlardan tam olarak bilinmemektedir. Güncel istatistiksel verilerin bulunmaması bile ülkemizde alınması gereken daha pek çok yol olduğunu gösteriyor. Türkiye'de eğitimde erişilebilirlik hala uygulamada büyük bir sorun. Okulların binaları uygun değil ya da okulun içine ulaşılsa da uygun eğitim verilemiyor. Engellilerin topluma katılmalarının önündeki en büyük engellerden biri de ulaşım, fiziksel çevre ve konut sorunudur.  Oysa bütün bunlar, engellilerin topluma katılmasını, toplumla bütünleşmesini kolaylaştıracak bir biçimde tasarlanabilir ve geliştirilebilir.

Bizler herkes gibi istediğimiz zamanda istediğimiz her şeyi engelsiz bir şekilde yani başka birinin yardımına ihtiyaç duymadan yaptığımızda ve günlük hayatımızın her anında kendimize yeter olmayı başardığımızda kutlama yapılması gereken zamandır diyorum…

Engelsiz yolun sonuna daha çok var