Senem TURGUT


CANIMIN BİR PARÇASI (I)

CANIMIN BİR PARÇASI (I)


            Sıkıcı bir günün sabahında hala kahvaltı sofrasında akşamki tartışmayı düşünüyordum. ´´Bir daha bana asla karışma!´´ demişti en son odasına giderken. Beni bu kadar yormasına, yıpratmasına izin vermemeliydim aslında,  ama elimden bir şey gelmiyordu. Onu seviyordum. O benim oğlumdu. Ne kadar büyümüş olursa olsun bana her zaman ihtiyacı vardı. Şimdi yanına gidip saçlarını okşasam, yanağına bir öpücük kondursam... İzin verir miydi acaba?

            Kahvaltı masasından kalkıp yatak odasına gittim. Bebekler gibi mışıl mışıl uyuyordu. Simsiyah sakallarını avuçlayıp, öpsem?

               Perdenin kenarından sızan güneş ışığıyla odası aydınlanmıştı. Usulca yatağının başına gittim ve elimle saçlarına dokundum. Eğildim ve alnına bir öpücük kondurdum. Hafifçe kıpırdadı ama uyanmadı. Ne kadar masum uyuyordu. Dün gece benimle kavga eden, bana kafa tutan o değildi sanki.

            Oysa sakin bir akşam yemeğinde, havadan sudan konuşurken, yine banka kredisi hakkında kavga etmeye başladık. Bankadan kredi çekeceğini ve araba alacağını söylemişti. Bende henüz ehliyetini yeni aldığını ve biraz beklemesini söyledim. Sonra tartışma başka konuları da içine alarak çığ gibi büyüdü. Bana akıl danışmasını geçtim, söz hakkı bile tanımadı. En son salon kapısını çarpıp kendi odasına girdi ve bütün gece odadan çıkmadı. Bende üstüne gitmemek adına, yemek masasını toplayıp bulaşıkları makineye yerleştirdim. Kitabımı alıp erkenden yatak odama çekildim. İlk defa televizyonu açmadım ve en sevdiğim diziyi izlemedim.

            Tekrar eğildim ve bu sefer, bir kez de yanağından öptüm. Ne kadar tatlıydı. Belki artık ergenliğe ait kokuları barındırıyordu,  ama evlat kokusu asla değişmiyordu. Bebekken koklamaya doyamadığım oğlum şimdi on sekiz yaşında bir delikanlı olmuştu fakat kokusu hala değişmemişti benim için. Bunu ancak bir anne anlayabilirdi ve ben annesi olduğum için onu anlıyordum. Ergenlik onu değiştirmişti. Yoksa çok sevecen, saygılı ve çalışkan bir çocuktu. Çok tertipli olduğu içinde bütün öğretmenleri tarafından örnek öğrenci seçilirdi hep?

             Sağlık meslek lisesinin radyoloji bölümünden mezun olduktan sonra,  Manisa Devlet Hastanesi´nde sözleşmeli eleman olarak çalışmaya başladı. MR bölümünde teknisyen olarak çalışıyor ve aynı zamanda iki yıllık üniversite de okuyor.

            ´´Paşam sabah oldu, uyan bakalım...´´

              Ses yok, kıpırtı yok, hareket yok. Direk gözlerini açtı ve bana hala akşamdan kalma hiddetiyle bakıyordu. Gülümsedim ama gülümsememe karşılık alamadım.

             ´´Bugün nöbetin vardı. Sabah beni uyandır demiştin.´´

            Sinirli bir ifadeyle; ´´Tamam, çık odamdan?´´ dedi. Şok geçirmiyordum belki, ama bu kadar, kin tutacak kadar öfkeli oluşuna çok şaşırmıştım. Oysa babası sefere çıktığında birbirimize nasıl sahip çıkardık. Odadan çıkarken,´´ Kahvaltı hazır. Ekmek kızarttım, sen seversin.´´ Dedim. Arkamdan ´´Kahvaltı yapmayacağım. Duş alıp çıkacağım.´´ Diye seslendi. Geri dönüp odasına girdim ve ´´kahvaltı yapmadan çıkmana izin veremem.´´ Dedim.

            Hızla yatağından kalktı. Şifonyerin çekmecesinden iç çamaşırlarını alıp banyoya girdi. Odasında öylece bakakaldım. Sessiz sakin oğlum şimdi bana düşman bir erkek olmuştu. Allah´ım bana yardım et. Nasıl aşacağım bu günleri.

Devamı yarın?