Ahmet AKGÖNÜLLÜ


BEKA!!!

BEKA!!!


Ülkemizde yaşananları kısaca hatırlamak gerekirse; çok uzağa gitmeden bir göz atalım istedim.

Yıl 1999, yapılan seçimler sonrası oluşan yeni hükümet kucağında bölücübaşı katılın yargılanmasını buldu.

Lider Bahçeli´nin çok sert açıklamasının ardından aksama kadar süren toplantılar, görüşmelerden sonra bir açıklama bile yapamadan dosya bir kenara çekildi ve hala da orada mı bilmiyorum.

Yıllar sonra Ecevit´in açıklamasından ABD´nin o katili neden teslim ettiğini anlayamadığını öğreniyoruz.  Bana Rahip in gönderilmesini hatırlattı. Zira Reis´in açıklaması hala kulaklarımızda...

Ardından hükümete Derviş olayı diye bilinen ABD´den gönderilen birinin yaşanmasına hızla özelleştirme ve AB uyum yasaları diye bilinen yasaların alelacele çıkarılması.

Ulaştırma bakanı Sayın Enis Öksüz´ün harcanması. Ardından hemen idamın kaldırılmadı...

Ecevit´in kendini taşıyamaz haldeyken, birde partinin bölünmesi.  Frankfurt buluşması ile yeni bir parti doğması. Bu arada Bahçeli´nin Ali Güngör gibi Ülkücü hareketin bayrak isimleri teker teker etrafından kovması. Çankaya köşkünde anayasa kitabının atılması, esnafın yazarkasa atılması...

Suni gündemlerin sarsıntıya dönüştürülmesi...

Ve Bahçeli´nin kimseden habersiz seçim gününü ilan etmesi ile Bahçeli sayesinde MHP´nin sandığa gömülmesi. Bu arada Ülkücüler "Devletin başına Devlet gelecek "sloganlarına devam etmesi...

Var olan imkânların kullanılmayarak hüsrana dönüşmesi.  Dünde kaldı demeyin, devamı var.

Şiir okuyan adamın cezaevine gönderilmesi ve orada olanların hayata geçirilmesi. Uzak diyarlardan estirilen rüzgârlar sayesinde iktidarın değişmesi.  Pensilvanya tarafından estirilen rüzgârın Türkiye de fırtınaya dönüşmesi ile yeni bir döneme geçilmesi...

Daha sonra dün Bahçeli´nin devreye girdiği gibi Deniz Baykal´ın devreye sokulması...

Gündem öyle hızlı değişiyordu ki; takibi imkânsızdı. Parti kurulurken Tuğrul Türkeş ´in ABD konsolos yardımcısı ile RTE´nin hazırlanmasındaki toplantıda boy göstermesi...

Doğrusu planlar güzel işlemişti. Artık her şey istedikleri gibi gidiyordu. Ara sıra ABD den gelen kötü haberler de aracılar sayesinde rica minnet " süpürmeyin kullanın gibi" devam ediyordu. Artık meydanlarda BOP Eş Başkanlığı gururla dile getirilir olmuştu.

Eeee...

Süpürmemişler, kullanıyorlardı.

Bir ara sarsıntılar yaşansa da atlatılıyor, ülkede isler iyiye gider gibi gösteriliyordu. Gezi olayları kolay anlatılıyor, Kabataş gibi yalanlarla halk galeyana getirilmeye çalışılarak geçiştirilmişti.

Dış dünya da hareketlilik de fazlaydı. Esad kardeş,  bir gecede Katıl Esed, Libya, Mısır gibi hüsranlar da artarda geliyordu. İçeride bugün yapıp da elinde kalan binalarla övünen TOKİ hızla varlıkları ranta çevirme çabasındaydı. Başardılar da...

Ama Ortadoğu da İŞID denilen kanlı örgüt adeta uluslararası besleme gibi İslam dünyasını kana bulamaya başlamıştı. Önce öfkeli çocuklar dedikleri bu katiller neredeyse Ortadoğu´nun yeni belası halini almıştı.

2015 seçimleri sancılı geçmiş, hükümet bir türlü kurulamamış ve yeniden seçim sloganıyla ve Bahçeli´nin rolüyle tekrar yapılmıştı. Tabi 2914 ağustosunda Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Bahçeli´nin Ekmeleddin icadını unutmamak gerekiyor. Fakat Bahçeli meydanlara çıktığında yine esip-gürlüyordu.  Masasındaki saat bile 17:25 olarak durdurulmuştu. Ve Ülkücüler meydanlarda hala "DEVLETİN BAŞINA DEVLET GELECEK" sloganlarıyla oyalanıyordu.

2002 Kasım ayında istediği secimle hüsrana uğramış, çıkartılan afla sadece ülkücüler hapiste kalmıştı ama olsun, diyen Bahçeli şimdi çıkmış BEKA diyor...

Biraz hafızamızı yoklayalım...

_Askerin başına çuval geçirilmesi

_Oslo görüşmeleri.

_Habur rezaleti

_29 Ekim günü PYD´nin ülkemizden geçirilmesi

_Ordu karargâhından bayrağın indirilmesi

_Barzani´nin Türkiye seninle gurur duyuyor sözleri

_ Barzani bayrağının Ankara ya dikilmesi

_Süleyman Şah türbesinin kaçırılması

_Törenle silahların bırakılarak dışarı çıkmalarına izin verilmesi

_ Ordunun kalbine girilmesi.

_ Ergenekon gibi yalanlarla Türk ordusunun Pensilvanya ile ortak çökertilmesi

_Hendekler kazılırken müdahale edilmemesi.

_AKP vekilinin PKK terör örgütü değildir sözüne kimseni ses çıkarmaması

_Sarraf gibilerinin Muhterem işadamı sıfatıyla devletin kurumlarında korunması.

Bu saydıklarımız hepsi içeride yaşananlar...

DIŞARIDA

_Kırım´ın Rusya tarafından yutulması

_Ege adalarımızın Yunan işgaline uğraması hatta bakanların bile vize ile gitmeleri.

Her tarafta Soykırım yalanlarının kabulü ve ses çıkarılmaması...

_ Pensilvanya´ya "Ne istediniz de vermedik" sözü.   Bunlar akla gelip sıralananlar...

Şimdi soruyorum Sayın Bahçeli;

BUNLAR MI BEKA MESELESİ? Yoksa

RTE´nin orada kalması mı?

Zira sizin orada yerinizde kalmanız pek bir şey ifade etmiyor. Onun için soruya ihtiyaç bile yok

Doğu Türkistan meselesi unutulmasın.

Konuşma Sonu

Bir mesaj yaz...